Mumsema Han

Hakan Karakaşoğlu'nun ilk romanı Mumsema Han ve nasıl sağlam bir kaleme sahip olduğunu öylesine güzel göstermiş ki diğer romanı olan Taşikardi'yi okuma arzusu uyandırdı içimde. Kitabı elinize alıyorsunuz bir bakmışsınız bitmiş, öyle akıcı ve merak uyandıran bir roman kendisi. 


Konusuna gelince, tat ve koku alma duyusunu ve ailesini küçük yaşta bir trafik kazasında kaybetmiş Adem'in Mumsema Han'daki iş yaşantısını, hayattan ne istediğini bulmaya çalışmasını, benlik arayışını anlatıyor. O kadar gerçekçi bir şekilde ele alınmış ki anlatım okurken Adem'in askerlik arkadaşı Erhan'la dertleştiği bölümlerde siz de dertleşiyorsunuz, Adem'le yürüyerek Karaköy'e varıyor Tünelden tramvaya binip İstiklal Caddesi'ne çıkıyorsunuz ya da ne bileyim Kabataş'tan vapura binip Kadıköy'de bir yokuş tırmanıyorsunuz. Romanı okurken kendinizi olayın içinde hissetmemeniz imkansız, romanın sonunu tahmin etmeniz de.



Bunca tarihi yapıyı Adem'in gözüyle görmek İstanbul'un ticaret merkezlerinde mekik dokumak bir yana Struma olayı gibi hassas bir konuya da yer vermesi benim gönlümü fethetti ne yalan söyleyeyim.




uzun lafın kısası;

Okuyup, okutturalım; kitabın hakkını verelim efendim.

 

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Son Yayınlanan

Our Unwritten Seoul | Kalbimin En Sessiz Köşelerine Dokunan Bir Hikaye