Head Over Heels | Bir şaman ve hayatı talihsizliklerle dolu bir gencin hikayesi

                                    

Head Over Heels izlerken hem güldüm hem de içim burkuldu. Dizi, klasik bir romantik komediden çok daha fazlasıydı; içine biraz gizem, biraz ruhani güçler ve epeyce kalp çarpıntısı katılmış. Başrol kızımız Park Seong-a, gündüzleri sıradan bir lise öğrencisi gibi görünse de, geceleri maske takarak gizli bir şekilde şamanlık yapıyor. Hem yaşadığı hayatın yüküyle hem de taşıdığı ruhani sorumluluklarla başa çıkmaya çalışıyor. Günün birinde yolu Gyeon-woo ile kesişiyor. Gyeon-woo, hayatı boyunca uğursuzluklardan yakasını kurtaramamış, bu yüzden ailesi tarafından terk edilmiş bir genç. Büyükannesiyle yaşayan, talihsizliklere karşı şaman şaman dolaşan bir çocuğun hikayesi bu. Seong-a onu görür görmez kalbi atmaya başlıyor ve içsel görüsüyle Gyeon-woo’nun sadece 21 gün ömrü kaldığını fark ediyor. Bu noktada hikaye gerçekten içine çekiyor; Seong-a onu hayatta tutmak, onu korumak ve hatta biraz da ona yaklaşmak için kolları sıvıyor. O, kimliğini saklayarak hem sınıf arkadaşı hem de ruhani koruyucusu oluyor.




Diziyi izlerken Choo Young-woo’nun performansı beni özellikle etkiledi. Gyeon-woo karakteri bir noktadan sonra kötü bir ruhun etkisine giriyor ve bu ruh, Bong-su adıyla karşımıza çıkıyor. Aynı oyuncunun iki farklı kişiliği canlandırması o kadar başarılıydı ki, Bong-su’nun içeri girişini ve ruh hali değişimini hissederek izliyorsun. Hatta ben kötü ruh Bong-su’yu da çok sevdim. Sert ama karizmatik bir havası vardı; her karanlık karakter gibi sempatik olmayı başardı. Gyeon-woo'nun elinde yay ve oku aldığı her sahnede çok karizmatikti. Young Woo, zaten The Truama Code dizisi sonrası birçok kişinin radarına girmişti. Genç kızların onu romantik komedide izlemesi gerekiyordu. Gereken yapıldı😂 Görev tamamlandı.. Başrol kızımız da pek bir tatlıydı, ikilinin enerjisi çok uyumluydu. Dizi boyunca sahneleri her zaman sıcacık, zaman zaman iç burkucu ama daima merak uyandırıcıydı.






Ve tabii bir Kore dizisinde ikinci adam travması olmadan olur mu? Ji-ho karakteri tam anlamıyla “vicdanlı gariban” kontenjanından. Seong-a’ya derin bir sevgi beslemesine rağmen onun gözlerinin önünde  Gyeon-woo ile birbirlerini sevmelerini izledi. Ama bunu yaparken Bihter gibi kudurmadı, kıskançlıktan çatlamadı😂. Tam tersine sessiz, anlayışlı, masum bir şekilde geri çekildi. Onun bu hali bile duygulandırmaya yetti. Biz senden razıyız balım😔 Kıskançlıkla değil kalpten seven bir ikinci adam portresi çizdi.




Dizi genel olarak eğlenceli, dokunaklı ve yer yer sürükleyiciydi. Özellikle ilk altı bölümdeki tempoyu çok sevdim. Hatta altıncı bölümde içimden “Bu yılın en iyi romantik komedisi olabilir” bile dedim. Ama sonlara doğru, özellikle sekizinci bölümden itibaren konu biraz sündü gibi hissettirdi. Her şey çözülmüşken yeni çatışmalar çıkarmaları, olayları uzatmaları bana “Keşke bu dizi sekiz bölüm olsaydı da tadında kalsaydı” dedirtti. Eğer 8 bölüm olsaydı, gerçekten çoook sevdiğim işlerden biri olarak bahsedebilirdim Head Over Heels'ten... 



Yine de tüm bu eleştirilere rağmen keyifli, sıcak, fantastik ve her daim romantik bir hikayeydi. Oyunculuklar başarılıydı, karakterler iyi yazılmıştı, hatta kötü ruhumuz bile izleyen herkesin kalbinde yer etmiştir. Şaman kızımızın kararlılığı, sessiz aşkını içinde taşıyan Ji-ho ve ruhuna iki farklı kişilikle hayat veren Gyeon-woo ile birlikte bu dizi, 2025’in dikkat çeken işlerinden biri oldu. Bence fantastik romantizm türü seven herkesin bir şans vermesi gereken yapımlardan. Mutlu ve net bir sonla bitişini en büyük artısı. Bu yıl açık uçlu sonla biten dizilerden gına kapım çokça çalındı da😂 İzleyen herkese boooolca keyifleeer.






Yorum Gönder

0 Yorumlar

Son Yayınlanan

Hi-Five | Aksiyon, Komedi ve Fantastik Unsurlar Bir Arada!