Aynı Yılın (2022) İki İntikam Hikayesi: The Glory ve The King of Pigs

                                  

Kore dizilerinde okul zorbalığı ve intikam teması ne kadar çok işleniyor değil mi? Bazen izlerken “bu kadarına da pes” dediğim oluyor. Çünkü bu mesele sadece senaryo değil, aslında Güney Kore’de de ciddi bir sorunmuş. Resmi verilere göre her yıl on binlerce öğrenci zorbalığa maruz kaldığını bildirmiş. Özellikle rekabetçi eğitim sistemi içinde öğrenciler birbirine karşı acımasız olabiliyormuş. Hükümet bu konuda çeşitli önlemler almış; farkındalık kampanyaları düzenlenmiş, okul içi rehberlik sistemleri güçlendirilmiş, hatta bazı durumlarda yasal cezalar bile verilmiş. Yani dizilerde gördüğümüz sahneler abartı gibi görünse de aslında toplumda yankısı olan gerçekliklere dayanıyor.

The Glory’i eminim birçoğunuz biliyorsunuz. Lise yıllarında korkunç derecede zorbalığa maruz kalan Moon Dong Eun’un yıllar sonra ince ince planladığı intikamını izliyoruz. Karakterin sakinliği, sabrı ve adım adım kurduğu plan seyirciye büyük bir heyecan katıyor. Her bölümde zorbalık yapanların hayatını mahvedişini izlerken “Şimdi ne olacak?” diye merakla bekliyorsun. Diziyi izlerken için daralsa da sonunda içten içe bir rahatlama hissi geliyor.

The King of Pigs ise bambaşka bir tonda. Çocukken zorbalık görmüş Hwang Kyung Min’in yıllar sonra yaşadığı travmaların patlak vermesini konu alıyor. Sadece 12 bölüm ama atmosfer çok daha yoğun, çok daha karanlık. Diziyi bitirince bile üzerinden kolay kolay atamadığın bir rahatsızlık kalıyor. Yani The Glory “intikamın tatmini” üzerinden ilerlerken, The King of Pigs seni rahatsız ederek düşündürmeyi seçiyor.

İki diziyi yan yana koyunca ton farkı çok belirgin. The Glory’de daha stratejik, daha planlı bir yol görüyoruz. The King of Pigs ise umutsuzluk ve iç karartıcı bir atmosferle seni sarsıyor. İkisi de zorbalığın ve şiddetin ne kadar derin izler bıraktığını gösteriyor ama hissettirdikleri tamamen farklı.

Ben açıkçası The Glory’i güncelken izlemiştim, haftalarca sosyal medyada herkes ondan bahsediyordu. The King of Pigs ise aynı yıl çıktığında pek duyulmadı, bence büyük ihtimalle The Glory’nin gölgesinde kaldı. Halbuki IMDb ve Google yorumlarına baktığında aralarında ufak puanlama farkları var, sadece biri çok konuşuldu, diğeri sessizce izleyenlerin içinde kaldı.

Sonuç olarak: Eğer daha popüler, daha akıcı ve “oh işte adalet” dedirten bir intikam hikayesi arıyorsan The Glory’i seçersiniz. Ama daha rahatsız edici, travmatik, kanlı ve karanlık bir deneyime hazırım diyorsan The King of Pigs kesinlikle izlenmesi gereken bir dizi.