Gökyüzünden Düşen Duygular






Dışarıda ince ince, usul usul yağan kar, dünyayı bembeyaz bir örtüyle sararken, içimde uzun zamandır sessizce uyuyan duygular uyanıyor. Karın her tanesi, içimde bir yerlere dokunuyor sanki. Yıllardır dokunulmamış, unutulmuş bir köşeye... Soğuk ama yakıcı bir sıcaklıkla...

Havanın griliği, yeryüzüne inerken bütün sesleri ve kötülükleri yutan beyaz bir sessizlik... Ama ne gariptir ki, bu sessizliğin içinde kaybolmak yerine kendimi daha çok buluyorum. Kendi içime bakmaktan kaçınırken, karın narin düşüşünde saklı hüzünle yüzleşiyorum. Ellerimi uzatıp o saf beyazlığı yakalamaya çalışırken, ellerim boş kalıyor. Tıpkı hayatımda tutmak isteyip de tutamadığım anlar gibi. Tıpkı bir zamanlar sıkı sıkıya sarılmak isteyip de sarılamadığım kayıp giden hisler gibi...

Kar yüzüme değmeden önce her şey normaldi. İçimdeki her şey uyuyordu. Ama şimdi, tuhaf bir huzurla hüzün iç içe geçmiş haldeyim. Dudaklarımda belli belirsiz bir gülümseme, kirpiklerimde titreyen gözyaşları... Karın bu bembeyaz örtüsü altında içim, belki de uzun zamandır olmadığı kadar berrak.

Ve şimdi, bu sessizliğin içinde kaybolmak yerine ona teslim oluyorum. Kar taneleri avuçlarımın içinde erirken, içimde de bir şeyler çözülüyor sanki. Unutulmuş anılar, adını koyamadığım özlemler, yarım kalmış cümleler... Hepsi bu bembeyaz boşlukta yankılanıyor. Gökyüzünden süzülen her kristal, beni geçmişle şimdi arasında bir yere bırakıyor. Ama ne geçmişin yükü ne de geleceğin bilinmezliği ağır geliyor bu kez. Sadece bu an var ; karın usulca düşüşü, içimi saran derin bir huzur ve kalbimin uzun zamandır unuttuğu bir ritimde atış...

 

05/02/25 

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Son Yayınlanan

Our Unwritten Seoul | Kalbimin En Sessiz Köşelerine Dokunan Bir Hikaye