Yorgunum.
İçimde tarifsiz bir ağırlık var. Sanki ruhumun üzerine tonlarca yük koymuşlar da, ben nefes bile alamadan o yükün altında eziliyorum. Bedenim bitik, zihnim yorgun. Düşünmekten, hesap yapmaktan, çözüm aramaktan… En çok da çabalayıp hiçbir şey değiştirememekten yorgunum.
Kapatıyorum gözlerimi. İçimden tek bir şey geçiyor: Uyuyayım. Saatlerce, günlerce, belki de aylarca. Uyandığımda her şeyin düzelmiş olmasını dileyecek kadar çocukça bir umut bile taşımıyorum artık. Sadece uyumak istiyorum. Dünyanın bütün gürültüsünü dışarıda bırakıp, hiçbir şey hissetmeden uyuyayım. Çünkü düşünmek ağır geliyor artık. Her düşünce, boğazımda düğümlenen bir yumruk gibi. Ne yutabiliyorum, ne de kurtulabiliyorum.
Bunca yıl hayatım için savaştım, çalıştım, didindim. Elimden geleni yaptım. Hayaller kurdum, inandım. Sonra bir baktım, elimde hiçbir şey kalmamış. Ne huzur, ne güven, ne de umut. Sadece borçlar, kaygılar ve içimde giderek büyüyen o çaresizlik hissi. İnsan, nasıl bu kadar yorulabilir?Sanki hayat benim hikayemde hep daha fazla isteyen taraf ve karşılığında hiçbir şey vermeye niyetli değil.
Bazen düşünüyorum. Nerede hata yaptım? Ne eksik oldu? Ama cevap yok. Belki de bazı yollar hep yokuş yukarı. Belki de bazı insanlar için hayat hiç adil olmuyor. Ve ben, o dik yokuşun ortasında, dizlerim titreye titreye, çıkış yolu arıyorum. Çok yorgunum... Bedenim iflas etmiş gibi, ruhum paramparça. Sabahları uyanmak istemiyorum , gece gözlerimi kapattığımda uykunun beli alıp götürmesini diliyorum. Bir döngünün içinde sıkışmış gibiyim.
Ama bugün... Bugün sadece yatağıma uzanacağım. Tavanı izleyeceğim. Hiçbir şey düşünmeyeceğim. Bugün dünyaya sırtımı dönüp, dünyanın omuzlarıma yüklediği her şeyi bir kenara bırakıp sadece uyuyacağım. Bari rüyalarımda huzurlu olayım... Lütfen..
0 Yorumlar