Naomi, Junichiro Tanizaki'nin Batılılaşma sürecindeki Japonya’yı bireysel bir hikaye üzerinden anlattığı, yer yer rahatsız edici ama bir o kadar da sürükleyici bir roman. Ana karakter Kawai, geleneksel değerlerle büyümüş, sıradan ama varlıklı bir adam. 28 yaşındayken 15 yaşındaki bir kıza aşık olan Kawai , daha ne kadar kendini küçük düşürebilir diye merak ede ede kitabı bitirdim. Naomi'yle tanışınca onu bir heykeltıraş gibi şekillendirmek, kendi zevkine göre yetiştirmek istiyor. Ama işler hiç de düşündüğü gibi gitmiyor. Naomi, başta masum ve saf gibi görünse de giderek özgürlüğüne düşkün, bencil ve manipülatif biri haline geliyor. Kawai ise tüm bunlara göz yummaya, hatta Naomi'nin peşinden sürüklenmeye razı oluyor. İlişkileri zamanla bir aşk hikayesinden çok, psikolojik bir güç savaşına dönüşüyor. Roman, aşkın nasıl bir saplantıya evrilebileceğini, Doğu-Batı çatışmasını ve kadın-erkek ilişkilerindeki güç dengesini çarpıcı bir şekilde işliyor. Baştan sona gerilim dolu, sinir bozucu ama aynı zamanda insanı içine çeken bir hikaye. Okurken bir miktar çıldırıyorsunuz, bitirince Naomi'yi kırk yerinden bıçaklama arzusu oluşuyor içinizde😅.
Birini kendi benliğinizden, yaşantınızdan, arzularınızdan ve en önemlisi onurunuzdan vazgeçecek kadar sevebilir misiniz? Kawai seviyor yahu hem de zerre hak etmeyen birini.
Şiddetli batı özentiliği az biraz mazoşistlik barındıran bir kitap Naomi, 28 yaşındaki Kawai'nin her zaman gittiği cafede gördüğü 15 yaşındaki garson olan Naomi'yle olan tanışmasını ve sonrasındaki yaşantısını anlatıyor. Kendini okutturacak akıcılıkta yazılmış çerez bir kitap, vakti bol olan bir günde bitirir, kütüphanesine ekler.
0 Yorumlar