Heavenly Ever After | Cennet Bu Kadar Bürokratik Olmamalıydı!



Heavenly Ever After 19 Nisan 2025’te Netflix’te ve JTBC’de yayına giren 12 bölümlük bir Kore dizisi. Romantik, fantastik ve biraz da komik bir yapım. Kadroda Kim Hye-ja, Son Suk-ku, Han Ji-min gibi yıldızlar var. 

Fragmanı ilk gördüğümde güldüren ama yer yer de kalbe dokunan bir iş olacak gibi hissediyorum dedim. Dediğim gibi çıktı. Ama dürüst olayım: En büyük motivasyonum Son Suk-ku’ydu. Benim kırmızı çizgim. Sadece oyunculuğu değil, varlığı bile iç ısıtıyor😍. Bu yıl o kadar aktif ki, bu dizinin hemen ardından gelen Nine Puzzles ve yayınlanacak birkaç filmiyle yüzümü güldürmeye devam ediyor.😎



Heavenly Ever After'ın  konusundan bahsedelim : 

Hikayenin kahramanı Lee Hae-sook, 80 yaşında vefat eden, hayatı boyunca dimdik ayakta durmuş bir kadın. Kocası Ko Nak-joon felç geçirip yatağa mahkum olunca, Hae-sook tefecilik yaparak ailesini geçindirmiş. Kocası ona her zaman “Sen her yaşta güzelsin, ama 80’inde en güzelsin!” demiş. Hae-sook da bu lafı ciddiye alıp cennete 80’lik haliyle gitmeyi seçiyor. Ama sürpriz! Cennette kocasını 30’lu yaşlarında, capcanlı bir mektup dağıtıcı olarak buluyor. Diziyi eğlenceli kılan birçok yer de zaten bu yaş durumundan ötürü gerçekleşen laf sokmalar..😂

Dizi, cenneti öyle bembeyaz bulutlu, melekli bir yer gibi değil, bayağı bürokratik bir ofis gibi gösteriyor. Düşünsene, cennetin “Destek Merkezi” var, kuyruklar, kurallar, kağıt işleri falan! Bu absürt hava, diziye ilginç bir tat katıyor. Hae-sook ve Nak-joon’un aşkı, yaş farkına rağmen o kadar samimi ki, izlerken  Hae-sook'u kıskanıp ''Aşka bak ya!'' demişliğim var!



Dizi, Kore’nin güncel meselelerine de dokunmuş telefon dolandırıcılığı, tarikatlar, siber zorbalık, intihar gibi. Ama bunları öyle didaktik anlatmıyor, hikayeye yediriyor. Mesela intihar meselesinde, İslam’daki gibi “intihar eden direkt cehenneme gider” anlayışı yok. Dizide, başkalarına zarar verenlerin cezalandırıldığı bir sistem var, bu da İslam’daki adalet ve niyet vurgusuna biraz benziyor. Ama dizi, İslam’daki ahiret anlayışından çok farklı; daha çok Hıristiyanlık, Budizm karışımı bir cennet tasviri ve reenkarnasyon var. Bu yüzden, “Bizim inancımıza uymaz” diye düşünüyorsanız, fazla takılmayın, kurgu sonuçta Absürtlüklerle dolu gibi gelse de bir şekilde diziyi bitirirken buldum kendimi, ben gibi hisseden kişi sayısının da bir hayli fazla olduğundan eminim!




Han Ji-min’in canlandırdığı Som-i, dizinin en gizemli karakterlerinden biri. Dizi boyunca sürekli aynı kıyafetle gezen, sessiz, kim olduğunu hatırlamayan bu düşünceli kızın kim olduğu son bölümlere kadar öğrenemiyoruz. Ama kim olduğunun ortaya çıktığı bölümde çok ağlatıyor!


Evcil hayvanların cennette insan kılığına bürünüyor olabilmeleri bir yandan absürd gelirken bir yandan bir kedi anası olarak hep ''konuşabilseydi neler söylerdi acaba'' diye düşündüğüm zamanları aklıma getirdi. O yüzden anlamsız mutlu olduğum sahneler oldu. Özellikle başrol çiftimizin kedisinin sahnesi çok tatlıydıııı!



Bence hayvan dostluğu, geçmişe tutunma, ölümden sonraki hayat gibi ağır konuları hafifçe ele alması, diziyi özgün kılıyor. Bir yandan “Cennet bu kadar karmaşık olmamalı!” diye iç geçirirken, bir yandan da “Keşke hepimiz sevdiğimize böyle rastlasak” diyorsunuz.

“Heavenly Ever After”, sıcak, duygusal ve düşündürücü bir dizi. İslam’daki ahiret inancıyla tabii ki farklı, ama evrensel mesajları ve “iyi insan ol” vurgusuyla yine de bağ kurulabilir. Sonu biraz eksik, temposu ara ara düşse de, romantik ve fantastik bir şeyler izlemek isterseniz tam isabet. Mendilleri hazır edin, bir de çay demleyin, keyfi çıkar! 



Yorum Gönder

0 Yorumlar

Son Yayınlanan

Our Unwritten Seoul | Kalbimin En Sessiz Köşelerine Dokunan Bir Hikaye